ORGANİZASYONEL GELİŞİM

Devrimsel İnovasyon Süreçleri

05 / 05

Devrimsel İnovasyon Nasıl Belirlenir?

Devrimsel inovasyona yol açacak katılımcı süreçleri mevcut durumu destekleyen diğer süreçlerden nasıl ayırt edebiliriz? Belirli bir tasarım çalışmasının dönüştürücü gücünü ön görmeye yardımcı olabilecek bir öz değerlendirme aracı oluşturduk. Bu araç, tamamlanan bir sürecin başarılı olup olmadığına yönelik bir değerlendirme aracı değildir. Bunun yerine, katılımcı sürecin devrimsel inovasyon için ne derece iyi organize edildiğini ölçmeye ve devrimsel sonuçlara ulaşma ihtimalini artıracak düzeltmeleri belirlemeye yarar.

Bu öz değerlendirme aracı, beş uygulamaya ilişkin bir dizi soru içermektedir. Sorular öyle tasarlanmıştır ki, değerlendirmeyi yapan kişiye halihazırda çalışmalarında mevcut olan uygulamaların spesifik yollarını tanımlamak ve iyileştirilmesi gereken alanlara dair derinlemesine düşünmek konularında yardımcı olurlar. (Sorular ve öz değerlendirme aracına www.recollectiveway.com adresi aracılığıyla ulaşabilirsiniz).

Sorular kapsamında değerlendirmeden sorumlu kişiler, beş uygulamanın mevcut olup olmadığına ve herbir uygulamanın ne ölçüde geçerli olduğuna yönelik puanın nasıl verileceğine ilişkin bilgileri toplarlar. Her bir uygulama, dördün en yüksek puan olarak kabul edildiği dörtlük puan sistemi üzerinden değerlendirilir. Bu aracın nitel değerlendirmeye çokça dayandığını ve bu sebeple öznel olma riski taşıdığını kabul ediyoruz. Dolayısıyla, sorular üzerine iki ya da üç kişilik gruplar halinde yorum yapılmasını tavsiye ediyoruz. Böylelikle, farklı bakış açılarından yararlanılmış olurken hatalar en aza indirilebilir.18

Belirli bir tasarım sürecine toplamda 5 ila 20 arasında puan verilebilir. 16 ila 20 arasında puan alan bir süreç büyük ihtimalle, mümkün olduğuna inanılan mevcut kavramların ötesinde, dönüştürücü sonuçlara yol açan“devrimsel inovasyonu” doğuracaktır. Bu makalede sözü edilen devrim aktörlerinin tümü, bu bağlamda yenilikçi sonuçlara ulaşmaktadır. 11 ila 15 arasında puan alan bir süreç muhtemelen birçok kişinin yenilikçi olarak niteleyeceği ezber bozan düşünme biçimine yol açacaktır. Ancak, “alışılmış inovasyon” olarak tanımladığımız bu süreçler kalıpları tamamen kırma ya da mevcut kavramları temelden sarsma eğiliminde değillerdir.

5 ila 10 arasında puan verilen bir süreç, olumlu bir etkiye sahiptir fakat sonuçların yenilikçi ya da çığır açıcı olması beklenmemelidir. Süreç, puanın ne kadar düşük olduğuna bağlı olarak paydaşların seslerinin, ilham kaynaklarının ve yaratıcı potansiyellerinin bastırılması gibi baskın paradigmanın zararlı etkilerini destekleyebilecek bazı bileşenler içerebilir. Bu durum, “standart iş” şeklinde adlandırılmaktadır.

70’i aşkın mülakat ve iki yıllık nitel değerlendirmenin ardından araştırmamız, birçok katılımcı sürecin alışılmış inovasyon veya standart iş kategorisine girdiğini ortaya koymuştur. Birbirinden öğrenen topluluğumuz ile beraber yenilikçi üretim süreçleri ile basında olumlu tepki alan ya da eş kurumları tarafından katılımcı süreçlere  başarılı bir örnek olarak gösterilen 10 proje bulmak üzere çalıştık. Ardından sürece, her bir örnek kapsamında üç paydaş ile mülakat yapmak üzere bağımsız danışmanları ile mülakat metinlerini okumak ve değerlendirme aracı ile örnekleri puanlamak üzere bağımsız değerlendirme uzmanları dahil ettik. (“Devrimsel İnovasyonun Tanımlanması” başlıklı bölüme bakınız).

Grafiğin büyük hâlini görüntülemek için üzerine tıklayınız.

Tüm çözümler, uygulandığında belirli paydaşları etkilese de bütün çözüm odaklı süreçler bu paydaşları sürece dahil etmeyi denemezler. Aslına bakılırsa bu durum, kâr amacı güden işletmelerde ve sosyal sektörlerde “standart iş” kategorisine girmektedir. İncelemek için seçtiğimiz 10 vakanın tamamı, mevcut durumdan uzaklaşırken katılımcı üretime dayalıdır; paydaşların birlikte öğrenmeleri ve daha iyi sonuçlara ulaşmaları için çeşitliliği öngörürler.

Elde edilen sonuçlar, şaşırtıcı bir tablo oluşturmaktadır: tüm durumlar olumlu olarak puanlansa ve bu amaçla kabul görse dahi üstün inovasyon öncüleri şeklinde tanımlanan en güçlü adaylar en yüksek puanı alanlar değildir. Ayrıca en tanınmış kuruluşlar tarafından yönetilen üç girişim en düşük puanı almıştır. Öte yandan vakaların alanda edindikleri kamuoyu, daha yenilikçi sonuçlar çıkardıkları anlamına gelmez. Aksine, en yüksek puanlar kenar mahallelerde, küçük şehirlerde, adı duyulmamış işletmelerde, göz ardı edilen akımlarda ve haklarından yoksun bölgelerde alınmıştır. Temelde en yüksek puanı alanlar “ayak takımındandır”.

Bu, teşvik edici bir öyküdür çünkü kalıpları kırmak ya da çığır açıcı vizyoner çözümler üretmek için bol sıfırlı maliyetler, büyük kuruluşların desteği ya da markalaşma ve sanayinin son trendlerinin takip edilmesi şart değildir. Herkes devrimsel inovasyon için çalışabilir ve sürecin bir parçası olabilir. Siz de hemen yarın harekete geçebilirsiniz. Bir devrimsel inovasyon aktörü olmak için tek gereken kararlılık, yeni şeylere ve kimi zaman zor deneyimlere karşı tolerans ve zihniyet değişikliğidir.

Yeniden Kolektivizm: Yeniliğe için Bilinenlerden Vazgeçmek

Yaygın inovasyon yaklaşımı yeni ve henüz keşfedilmemiş olana odaklanırken yaratıcı ve devrimsel sonuçlar ile ilişkili beş uygulamanın genel itibariyle yeni olmaması şaşırtıcıdır. Aslında beş uygulamanın da içerdiği öğeler, uzun yıllardır birçok yerlinin yaşam şeklinin ve toplumsal halk hareketlerinin önemli bir parçasıdır. Devrim aktörlerinin büyük bir kısmı, devrimsel bir işe imza atmak için belirli “geleneksel” uygulamalardan “vazgeçilmesi” gerektiğinden bahseder. Bu vazgeçme süreci, karar verme yetkisinin dağılımı için farklı yollara başvurmayı, belirsizliğe tolerans göstermeyi ve toplumda kolektif olarak farklı bir yol düşünmeyi ve oluşturmayı içermektedir.

Buna uygun olarak bu farklı varoluş türü, çok farklı sonuçlar üretir. Araştırmamız, devrimsel inovasyonun “devrimsel” bir nitelik taşımasının nedeninin, söz konusu inovasyonun genellikle benzersiz bir yetki, kaynak ve hatta arazi dağılımı ve insan ilişkilerinin yeniden gözden geçirilmesi şeklinde temsil edilmesi olduğunu ortaya koymuştur. Devrimsel yeniliği diğerlerinden ayıran şey ise hali hazırda kabul edilemez bir durumu marjinal olarak daha iyi bir hale getirmekten ziyade etkileşim ve birlikte yaratma yöntemlerine öncelik tanımasıdır. Böylelikle tamamen yeni ve gelişmekte olan bir dünyanın parçalarıymış gibi hissettiren tasarımlar doğar.

Bulgularımızdan yola çıkılarak yöneltilebilecek en önemli sorular aşağıdaki gibidir:

Devrimsel inovasyonun gerçekleştirilmesi veya dünyamızın yeniden şekillendirilmesi için vazgeçilmesi gereken zihniyetin kökeni nedir? Söz konusu uygulamalar günümüzün baskın paradigması bakımından kırsal kesimlere yöneltilirse ne olur? Söz konusu devrimsel uygulamaların doğal yollarla birlikte tasarlama, planlama ve inşa etme süreçlerine dönüşmesi için hangi değişiklikler yapılmalıdır?

Dünyamızın hali hazırdaki gidişatını değiştirmek ve herkes için inovatif bir gelecek inşa etmek için atılacak adım, daha önceden yeni bir yöntemin keşfedilmesinde uygulanan faaliyetlerin hatırlanmasıdır. Bu bağlamda yeni bir terim önerilmektedir: devrimsel inovasyon fikri ve uygulaması, yeniden kolektivizm olarak tanımlanabilir. Yeniden kolektivizm, toplumda bir birey olmanın ne anlama geldiği hakkında fikir sahibi olunmasının yanı sıra henüz keşfedilmemiş şeylerin de hayal edilmesi sürecidir.

Devrimsel inovasyona ilişkin öz değerlendirme aracının indirilebilir bir versiyonu da dahil olmak üzere Joanna Levitt Cea ve Jess Rimington’un araştırması hakkında daha ayrıntılı bilgilere recollectiveway.com adresinden ulaşabilirsiniz.

 

 

Açıklamalar

  1. eKalp uygulamasının katılımcı tasarım sürecine katılan savunuculuk grupları arasında American Health Association, Mended Hearts, StopAfib.org ve SADS Foundation yer almaktadır.
  2. David Bollier, “Yenilikçi Hayırseverlik, Sistemsel Değişime Öncülük Etmelidir”, News and Perspectives on the Commons, Mayıs 2016.
  3. Adı geçen 20 işletme aşağıda belirtildiği gibidir: CDA Collaborative Learning Projects, Chaordix, Chorus Foundation, Community Organizers Multiversity, Concordia, Environmental Defense Fund (Restore the Mississippi River Delta Coalition), Faster Than 20, Feedback Labs, Foundation for Lousiana, Incourage, Invest2Innovate, Perpetual, Remix SOI (Community Ownership of Innovation), Sehat Kahani, Standing Rock Sioux Tribe, TechSoup, Textizen, The Emergence Collective, University of Vermont Masters in Leadership for Sustainability ve Yellow Seed.
  4. Birlikte öğrenme grubunun baskın olarak ABD’de faaliyet gösteren işletmelerden oluştuğu belirtilmelidir. Bu, kısmen çalışmamızın kısıtlarından ve fiziksel biraraya gelme kapasitesinden kaynaklanmakta; fakat aynı zamanda daha iyi ve daha kötü seçenekler için kasıtlı olarak iki ABD’li araştırmacı ve uygulayıcı sıfatıyla faaliyet gösterdiğimiz bölge ile uygulamaları küresel çapta yankı bulan bölgelere odaklanma kararımızı yansıtmaktadır. Dünyanın diğer bölgelerinden temsiliyeti sağlayamamış olmamız kesinlikle Birleşik Devletlerin devrimsel inovasyona öncülük ettiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Aksine, gelişen dünyada taban örgütlenmeleri ve toplumsal hareketler, birçok örnekte bu alanların liderleri olarak kabul edilir.
  5. Andrew Van de Ven, Engaged Scholarship: A Guide for Organizational and Social Research, Oxford, İngiltere: Oxford Üniversitesi Yayınları, 2007.
  6. Joanna Levitt Cea ve Jess Rimington, “Faydalanıcılarla Birlikte Tasarlamak: Etkinin Optimize Edilmesine Yönelik Temel Strateji”, MIT Innovations, Yakında yayınlanacaktır, 2017.
  7. Brian Walker, C. S. Holling, Stephen R. Carpenter ve Ann Kinzig, “Toplumsal-Ekolojik Sistemlerde Direnç, Uyumluluk ve Dönüştürülebilirlik”, Ekoloji & Toplum, Cilt 9, No: 2, 2004.
  8. David Graeber, Anarşist Bir Arkeolojinin Bileşenleri, Chicago, Prickly Paradigm Yayınları, 2004.
  9. Nikolaus Franke, Peter Keinz ve Katharina Klausberger, “Sizce Bu Adil Bir Anlaşma Mı? Bireyin Kurumsal İnovasyon Sürecine Katılma Kararı Bakımından Adil Beklentilerin Öncesi ve Sonuçları”, Organizasyon Bilimi, Cilt: 24, No: 5, 2013. S: 1495-1516.
  10. James Surowiecki, “Kalabalıkların Zekası: Niçin Çoğunluk Azınlıktan Daha Zeki ve Kolektif Zeka Ticareti, Ekonomileri, Toplumları ve Milletleri Nasıl Etkiler?”, New York: Random House, 2004.
  11. Ibid.
  12. Gelişimin Arka Planı: Gelişim Nasıl Olmalıdır?”, Uluslararası Hesap Verebilirlik Projesi, 2015.
  13. Chris Mooney, “Araştırmalara Göre Yalnızca Doğanın İncelenmesi Beyninizin Daha İyi Çalışmasına Yardımcı Olacaktır”, Washington Post, 26 Mayıs 2015 ve Chris Mooney, “Yeni Araştırma, Doğa Yürüyüşlerinin Beyninize İyi Geldiğini Göstermektedir”, Washington Post, 29 Haziran 2015.
  14. Jon Elster, “Katılımcı Sistemin Optimal Tasarımı” Kolektif Zeka toplantısı için hazırlanmıştır, College de France, Mayıs 2008.
  15. Cea ve Rimington, “Faydalanıcılarla Birlikte Tasarlamak”.
  16.  Gilbert Rist, Gelişimin Tarihçesi: Batı Kökenlerinden Küresel İnanca, Londra: Zed Books, 1997.
  17.  CDA, Mary Anderson, Dayna Brown ve Isabella Jean’in Dinleme Zamanı: Uluslararası Yardım Alan Kişilere Kulak Verilmesi (Cambridge, Mass.: CDA Collaborative Learning Projects, 2012) isimli çalışmasında işbirlikçi yardım sistemine doğru geçiş paradigmasına atıfta bulunmaktadır.
  18. Katılımcı tasarım süreçleri bakımından ekonomik kalkınma, kamu sağlığı, afet kurtarma, ürün geliştirme, eğitim, hayırseverlik ve kamu hizmet kuruluşları alanlarında 10 tasarım süreci tarafımızca test edilmiştir. Her bir durumda üçüncü şahıs değerlendirme yetkilerinden oluşan bir ekip, beraber yaratma sürecinin farklı aşamalarına dahil olan üç paydaş ile röportaj yapmış ve ardından kayda geçirilen röportajı metin haline getirmiştir. Metinler, içerik bakımından iki bağımsız gözlemci tarafından incelenmiş ve puanlandırılmıştır. Shelly Helgeson, Dylan Rose Schneider, Hafsa Mustafa ve Dr. Melissa Nelson, bu süreçte önemli görevler üstlenmiştir. Değerlendirme sorularının eksiksiz listesine, puan tablosuna ve ek bilgilere www.recollectiveway.com adresinden ulaşabilirsiniz.
 

Joanna Levitt Cea, Stanford Global Projeler Merkezi’nde ziyaretçi bir akademisyendir. Aynı zamanda dünya çapındaki taban örgütlenmesi çözümlerine yatırım yapan bir kamu kuruluşu Thousand Currents’teki (eski adıyla IDEX) Buen Vivir Fonu’nun yöneticisidir.

 

Jess Rimington, Stanford Global Projeler Merkezi’nde ziyaretçi bir akademisyendir. Aynı zamanda eşitsizliğin ve yoksulluğun kök nedenleri ile ilgilenen küresel bir kolektif olan /The Rules’un genel müdürüdür.

#İnovasyonTeorisi #KurumsalAğlar #KurumsalÖğrenme #SosyalGirişimcilik #Sosyalİnovasyon
05 / 05