Hibritlerin Geleceği
2007-2008 ekonomik krizinin ardından küresel ekonomik sistemin hala tam olarak toparlanamadığı düşünülmekte. Özellikle gençler arasında oldukça yoğun bir reform arayışı var. Yaygın işsizlik, borç balonu, köklü eşitsizlik gibi sonuçlar genç bir neslin hayal kırıklığına uğramasını ve bu gidişatı değiştirmeye kararlı yetişmesine yol açmıştır. Reform talepleri arasında hibrit girişimciler, güncel ekonomik düzenin yeniden oluşturulmasına zemin hazırlamakta ve modern kapitalizmin ilkelerini, uygulamalarını ve mantığını daha kapsayıcı yardımseverlik idealleri ile bir araya getirmektedir.
Bu hareketin özü, birbirinden tamamen ayrı alanlarda faaliyet gösteren toplumsal ve ticari sektörleri birleştirme ve yeniden düzenlemeye dayanır. Var olan hibrit işletmelerin her biri henüz test aşamasındaki prototipler. Aralarından en başarılı olan modellerin farklı girişimlerce kopyalanmasını ümit ediyoruz. Ancak, hibrit girişimciler ekonomi hibridasyonunun gerçekleşmesine aracılık eden tek aktöler değildir. Mevcut kâr amacı güden ve gütmeyen işletmeler de bu eğilimin bir parçasıdır.
Değer yaratma ve stratejik entegrasyon göstergeleri kullanılarak, birbirinden ayrık ticari ve toplumsal konular üzerine çalışan organizasyonların giderek daha bütünleşik, hibrit bir yapıya dönüşmesi haritalanabilir. Şirketlerin toplumsal programlara bugüne kadarki yaklaşımı ana faaliyet konularından tamamen farklı yardımseverlik odaklı süregelmişken, artık birçok şirket, dana entegre sosyal sorumluluk programlarını benimsemeye başlamıştır; bu kapsamda ekonomik ve sosyal değer yaratma süreçleri bir araya getirilmektedir. Benzer şekilde birçok kâr amacı gütmeyen kurum, bağışçılara daha az bağımlı olma amacıyla mevcut modellerini uyarlamanın yollarını aramaktadır.
Mevcut işletmeler büyük çaplı stratejik bir değişimi engelleyen modelleri ve paydaş ağlarını hali hazırda sürece dahil ettiklerinden, bu hibritleşme hareketinin yavaş ve aşamalı olmasını bekliyoruz. Hibritleşmenin tam anlamıyla gerçekleşebilmesi için kâr amacı güden ve gütmeyen kurumlarla birlikte hibrit girişimcilerin de toplumsal ve ekonomik değer yaratma amacı ile örtüşen kaynaklara ihtiyacı vardır. Hibrit organizasyonların, toplumsal ve ekonomik amaçları arasında sürekli geçiş yapmak zorunda kalmamasını sağlamak için yasal statülerinde, mesleki eğitimde ve sermaye finansmanında yenilikler yapılması gerekecektir. Saha düzeyinde atılacak kritik adımlardan biri, hem toplumsal hem de finansal değeri kabul eden ölçüm ve raporlama sistemlerinin geliştirilmesidir. Bu ekosistemin geliştirilmesi, kahraman bir kişi veya organizasyonun çabasına bağlı olmayacak; bunun yerine seçilen görevliler, politika yapıcılar, toplumsal etki yatırımcıları, eğitimciler ve hibrit işletmelerin yayılmasını hızlandıracak tüketiciler ve bu işletmelerin müdürleri tarafından yeni sistemler geliştirilmesini gerektirecektir.
Bu makalede kâr amacı gütmeyen tüm kurumların kâr arayışına girmelerini önermiyoruz. Toplumsal sorunlara yönelik bazı kritik çözümler ticari açıdan asla kabul edilebilir bir nitelik taşımayacaktır ve bu yüzden bağış ve yardımlar aracılığıyla söz konusu çözümleri desteklemeye devam etmemiz çok önemli. Aynı zamanda, tüm şirketlerin tam entegre hibrit işletmelere dönüşmesini de beklemiyoruz. Fakat birçok girişimci için entegre hibrit modeller, hem toplumsal hem de ekonomik bir değer yaratılması için umut vaat eden bir araç sunmaktadır. Günün birinde, hibrit işletmelerin kaydettiği ilerleme, tüm halefleri için birçok hak kaybına yol açacak güncel ekonomik düzenin geniş çerçevede yeniden yapılandırılması şeklinde yorumlanabilir. Hibrit işletmeler, yardımseverlik ilkelerini cesur ve sürdürülebilir bir şekilde modern kapitalizme yönlendirmektedir. Ancak tüm kapsamlı toplumsal değişimlerde olduğu gibi başarı liderlik ve kararlılık gerektirecektir. Hibritlerin bu vaadi oldukça gerçekçidir ancak henüz yapılması gereken çok iş var.