ETKİ YATIRIMI

Öncü Boşluğunun Kapatılması

03 / 03

Öncü Boşluğu arasında köprü kurmak

Öncü Boşluğu’nun var olmasının nedeni, yatırımcı sermayesinin talepleri ile gelir düzeyi düşük müşterilere hizmet edecek bir iş kurmanın ekonomik gerçekleri arasındaki süregelen yanlış hizalanma. Bu tür işlere yatırım yapmanın riski çok yüksek ve fonların beklenen kârı düzenli olarak karşılayacak maddi getirisi çok düşük.

Kamu finansmanı da dahil olmak üzere hayırseverlik ve diğer hibe sermayeleri bu boşluğu kapatmakta önemli bir role sahip. Husk örneğinde de görüldüğü gibi şirketlere verilen doğrudan hibeler ve devlet sübvansiyon programlarının her ikisi de kırsal Bihar’da pazarı rahatsız etmeden erişilebilir enerji kaynağı sağlayan işin hızını arttırmakta önemli bir rol oynadı.

Asıl soru kurumsal hayırseverliğin ihtiyacı karşılayacak kadar büyüyüp büyümediği. Kurumsal hayırseverlik zor bir iş, çoğu kez aktif katılımla destek vermeyi ve yoğun bir bağlılık kurmayı gerektiriyor, geleneksel hibe anlayışından da çoğu hibe sağlayıcısı için hayli yabancı bir alan gibi hissettirecek kadar farklı. Milyarlarca ya da on milyarlarca dolarlık kurumsal hayırseverliğin sektöre doğrudan hibe olarak girdiği bir dünya hayal etmek zor. Buradaki zorluk sadece hayırsever sermayenin varlığı ve hibe verenlerdeki zihniyet değişikliğinin gerekliliği değil, kurumsal hibecilerin tüm altyapısının şirketlerle doğrudan çalışabilecekleri bir şekilde, küresel bir vizyonla inşa edilme ihtiyacı. Bu kesinlikle mümkün, ama göz korkutucu bir iş.

Öncü Boşluğu sorununu ele almak için tamamlayıcı bir çözüm, hizmet sektörü gelişmemiş pazarlarda çalışan risk/getiri profili erken dönemdeki şirketlerin gerçekleriyle hizalanmış yatırım sermayesi etkisinin arzını arttırmaktan geçiyor. Etki yatırımcılığı sektörünün söylemine rağmen, bizim gerçekleştirdiğimiz görüşmelere göre çoğu etki yatırımcısı erken dönemdeki bir şirkete yatırım yapmıyor. Neden yapsınlar ki? Çoğu etki yatırım fonu yılda yüzde on ila on beş arasında bir getiri beklentisi olan sınırlı ortaklar tarafından destekleniyor. Sosyal etkisi yüksek olabilecek potansiyele sahip bazı riskli erken dönem girişimlerin bu maddi getirileri sağlayacağından şüphe duyulmasa da, araştırmamız bu erken dönem şirketlerin çoğunun sözü geçen finansal ölçütleri bir araya getirmek için yeterince çekici bir yatırım teklifi sunmadığını gösteriyor.

Kesin çözüm, daha ılımlı (örneğin yılda yüzde beş ya da daha düşük) maddi getiri hedefleri olan daha fazla yatırım fonu yaratmak. İster sermaye ister yatırım sermayesi ister hayırseverlikle olsun, bu fonlar en yüksek sosyal getiriyi aramak için tasarlanacak, yatırım fonu olarak yapılandırılanlar asgari bir mali getiri eşiğinde kalacak. Bu yönelim, en çok değer gören şeyin maddi getiriler olduğu ve firmaların asgari düzeyde bir sosyal etki hedefini yakalaması gerektiği günümüzün etki yatırımı pazarında ağırlıklı olarak gerçekleşen şeyin tam tersi olacak.

Bu tür fonlar nasıl görünebilir? En basit ve çekici yaklaşım kısıtlı ortakların kendi sosyal etki tezlerini daha titiz ve açık bir şekilde yapmaları, sonra da daha mütevazı oranda bir maddi getiri sunarak sosyal hedeflere ulaşmayı amaç edinmiş yatırım fonlarına sermaye sunmaları. Bunun işlemesi için büyük kurumların yatırım komisyonları (çoğu kamu tarafından finanse edilen hükümet organları) daha agresif sosyal etki hedefleri elde etmek için daha düşük mali getirileri görmezden gelmek üzere açıkça yapılandırılmış yatırım sermayelerinin bir altkümesine sahip olmak zorunda.

Diğer bir yaklaşım ise yatırım sermayesini hayırsever veya teknik destek finansmanı ile birleştiren daha harmanlanmış yatırım fonları oluşturmak. Örneğin 50 milyon dolarlık yeni bir yatırım fonu 10 milyon dolarlık bir hayırsever fonu oluşturabilir, bu yaklaşım Grassroots Business Fund tarafından oluşturulan sonu anımsatıyor. Bu yapının avantajı, Shell Vakfı’nın Husk Power Systems için yaptığı gibi yatırımcılara hibe sermayesini yatırım yaptıkları kurumlarda kullanma özgürlüğü tanıması. Ayrıca yatırımcının hem hibe hem de yatırım sermayesi sağlamasıyla kârlı bir iş teklifi yaratma amacına hizalanmak daha doğrudan bir taahhüt. Buradaki zorluk, yatırımcıların çoğunun hayırseverliği teşvik etmeyi bilmemesi ve birçok hayırsever fon sağlayıcısının yatırımcıların getirilerini destekliyormuş gibi hissetmek istememeleri.  Dolayısıyla, kavramsal olarak çekici olmasına rağmen bireysel yatırımcılar hem yatırım hem de hibe sermayesi sağlama konusunda daha istekli olduklarını kanıtlamadıkça, bu yaklaşımın uygulama alanı sınırlı.

Son olarak, etki spektrumunun en agresif ucunda, hayırsever sermaye tarafından desteklenen daha fazla fon yaratılabilir. Örneğin Acumen Fund böyle bir model, özel sermayeden yaratılan herhangi bir fon gibi dış yatırımcılara sağladığı açık bir geri dönüş beklentisi yok. Bu tür hayırseverlik destekli fonlar, erken aşama riski alınması ve piyasaların en zorlu sosyal sorunların bazılarını çözmek için çalışacakları sınırların test edilmesi açısından en fazla esnekliğe sahip.

Yukarıdaki üç çözümün her birini açıklamak kolay olsa da bu fonun somutlaşmasını sağlamak zor. Yatırım komiteleri yatırım tezlerini ve risk toleranslarını değiştirirken çok yavaş hareket ediyor ve bir yatırım projesinden binlerce kilometre uzaktaki kısıtlı bir ortak, farklı fonların fiilen bulunacağı etki türlerini birbirinden ayırt edemeyebiliyor. Bu da daha yüksek oranlı getiri fonlarının etki bakımından daha sınırları belli bir ödün verme sürecini temsil ediyor gibi görünebildiği anlamına geliyor. Hayırseverlik arzını arttırmak ise daha da zor, çünkü hem hayırseverliği teşvik etmek her zaman zorlayıcı hem de daha bile zoru, etki yatırımının geleneksel yatırımcı sermaye tarafından fonlanabildiği ve fonlanmasının zorunlu olduğu inancı yaygınlaşmış durumda.

Bu soruna karşılık bulmanın bir yolu, daha fazla fon yöneticisi ve fon sağlayıcısının fon yapılarıyla deneysel çalışması, böylece fon ortaklarıyla fonun etki amaçlarını doğrudan ve uygun bir şekilde hizalayabilmesi. Fon getirilerini en üst düzeye çıkarmak için (satışa çıkarma yoluyla) teşvik sağlayan geleneksel fon yapılarını kullanmak yerine, sosyal etkiyi en üst düzeye çıkarmayı açıkça amaçlayan fon yaratmak ve yatırım sermayesi üzerinde asgari bir getirisi olmasına özen göstermek. Örneğin bir fonun belirli maddi hedefleri olmaktan ziyade tek ödeme mekanizması sosyal etki hedefine ulaşmak olan bir bonus yapısı olabilir.

Daha geniş bir açıdan bakarsak, sektörde zihniyet değişiminin şart olduğunu söyleyebiliriz. Etki yatırımı sektörünün potansiyeline erişebilmesi için ilk ilkelerine dönmesi ve hangi toplumlar için ne tür bir etki yaratmayı hedeflediğimizi dile getirmesi gerekiyor. Araştırmamız, sermayenin arzında yapısal bir değişim yaratmazsak Öncü Boşluğu’nun devam edeceğini, ulaşılması zor insanları agresif bir biçimde hedef alan işlerin ve en zor sosyal sorunlara fon bulmak için harcanan çabanın devam edeceğini, “etkinin” neredeyse bütün etki yatırımı fonlarının temel hedefi olmaktan ziyade genel hatlarıyla gelişigüzel bir şekilde tanımlanacağını gösteriyor.

Etki yatırımının geleceği

Etki yatırımına artan ilgi yeni ortaya çıkan fikir birliğinin bir göstergesi. Sosyal fayda sağlamak için iş araçlarını kullanmanın ve yatırım yapmanın zamanı gelmiş durumda. Etki yatırımına duyulan heyecana rağmen yine de etki yatırımı araçlarına dair sınırlı bir fikre sahip olmanın, asıl amaç olan büyük sosyal problemleri çözmeye yardım edecek organizasyonları kurmayı ve ölçeklendirmeyi baltalayabileceğine dair endişeliyiz.

Etki yatırımına yakından bakıldığında, sayısız yatırım hedefi, değişim teorileri ve maddi getiri beklentileri görüyoruz. Sektörün hayatında henüz herhangi bir felsefe ya da yaklaşımın, yatırılan dolar başına en büyük etkiyi sağlayacağını iddia etmek için erken bir evredeyiz. Öte yandan bu yaklaşımlardan herhangi birinin gelişmesi için başarı tanımlarımız daha net olmalı. Etki yatırımı tek tip yatırıma bir tepki olarak yaratıldı, ama ironiktir ki en yeni etki yatırımı fonlarının çoğu, yüksek maddi getiri beklentisi olan ve bu getiriler üzerinden sosyal etki hedefine ulaşmaya dair hiçbir açık amacı ya da girişimi olmadan fonun ortaklarına ödeme yapan geleneksel birer özel eşitlik fonu yapısına sahip.

Acumen’de etki yatırımına yatırım yapmak her zaman bir araç, hiçbir zaman kendi başına bir amaç değil. Diğer birçok fon için durum böyle değil, çünkü yatırımcının yüksek maddi getiri beklentileri var. Karşılaştığımız risklerden biri de etki yatırımına harcanan sermayenin giderek daha fazla kısmının etki yatırımını ikincil amaçları olarak görmesi. Araştırmamıza göre, bir yandan sınırlı ortaklar için düzenli büyüyen bir sermaye yaratırken etkiyi birinci hedef olarak görmek her ne kadar imkânsız değilse de zor. Geleneksel fon yapıları ve getiri beklentileri ile yönlendirilmiş birçok fon yöneticisinin, kayda değer bir sermaye büyümesinden daha az bir şey vaat eden tüm yatırımları göz ardı etmekten başka seçeneği yok. Bu yüzden de hızlıca en yenilikçi, erken aşamalı, yüksek potansiyele sahip işlerin çoğuna yatırım yapamayacaklarını fark ediyorlar.

Bunun sonucu olarak da Öncü Boşluğu var olmaya devam edecek ve gelecek vaat eden sosyal şirketlerin çoğu para toplamak için yaratıcılıklarını kullanmak durumunda kalacaklar. Hayırseverlerden gelen hibeler erken dönem şirketleri fonlamak açısından önemli bir role sahip olsa da sektörün ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli fonları olmadığına dair endişe duyuyoruz. Özel amaçlı kamu sübvansiyonları ve fonları da bu sistemde bir rol alabilir, ama şu ana kadar onların da yetersiz olduğu kanıtlanmış hâlde. Daha fazla etki yatırımcısını çeken sosyal şirketler için yaratılan sermaye piyasasında yapısal bir değişim olmadıkça birçoğu bu boşluğu köprülendirmeyi başaramayacak.

Sorun irade sorunu değil. Birçok yeni ve mevcut etki yatırımcısı bu işi sosyal etkiyle gerçekten ilgilendikleri için yapıyor. Ama iyi işleyen etki yatırımı piyasası yaratmak için iki temel engel var. Bunlardan ilki ideolojik, maddi getiriden ödün verme ya da pazar oranlarının altında kalan herhangi bir yatırımın doğası gereği kötü bir yatırım olduğu ve sürdürülemeyeceği fikri. İkincisi ise pazardaki gerçek ihtiyaçları karşılayan ürünler yaratmak için gerekli hayal gücünün fon verenlerde eksik olması.

Çalışmamız boyunca çok fazla bıkkınlık gördük. Etki yatırımcıları, bu durum onların maddi ve sosyal amaçlarını yerine getirebilmelerini de zorlaştırdığı için henüz yatırım yapmak için yeterli sayıda şirketin olmamasından dolayı hayal kırıklığı yaşıyor. Sosyal girişimciler de sıkıntı içindeler, çünkü şirketin gelişiminin erken aşamalarında, yani paraya en çok ihtiyaçları olan evrede etki yatırımcıları yatırım yapmak istemiyor. Pazarın inanılmaz bir potansiyeli var, ama bu potansiyel sadece yatırım sermayesi sahadaki gerçeklerle hizalandığında gerçekleşebilir. Daha iyi bir altyapımız, daha derin yetenek havuzumuz ve kendini kanıtlamış daha fazla iş modelimiz olana kadar yatırımcıların göze aldıkları risklerin maddi karşılığını almaları zor.

Etki yatırımcılığı bir sektör hâline geldi. Daha on yıl önce hayırseverliğin yatırım amaçlı kullanılabileceği fikri duyulmamıştı bile. Ticari bir şirkete doğrudan verilen hibelerin yoksulluğa karşı mücadele için ana akım bir strateji olabileceği fikri kulağa absürd gelirdi. Sosyal etkinin peşinden gitmenin yatırım stratejisine (kamuda ya da özel pazarlarda) dahil edilebilmesi fikri, uç bir görüş gibi görülüyordu. Birçok şey ana akım hâline geldi ve artık daha da fazlası mümkün, ama bunun için henüz başlangıçta olduğumuzu fark etmeliyiz.

Sasha Dichter, inovasyon yöneticisi olarak çalıştığı Acumen Fund'da etki, liderlik ve iş geliştirme alanlarının başındadır. Aynı zamanda cömertlik, filantropi ve sosyal değişim konularında yazmaktadır.

Robert Katz, Stanford Üniversitesi'nin İşletme Fakültesi'nde MBA adayıdır. Öncesinde ise, Acumend Fund'da kurumun portfolyo şirketlerine ve etki yatırımı sektörüne dair araştırmalar yürüttüğü bilgi yöneticiliği pozisyonunda çalışmıştır.

Harvey Koh, Mumbai'deki Monitor Group şirketinin yardımcı ortağıdır. Monitor kurumunun Kapsayıcı Hindistan biriminin yöneticisi olarak düşük gelir grubu için konut ve temiz içme suyu programlarına odaklanmaktadır.

Ashish Karamchandani, Mumbai'deki Monitor Group şirketinin ortaklarındadır. Monitor Hindistan danışmanlık işini 7 yıl yönetmenin ardından, sosyal meselelere pazar odaklı çözümler geliştirmek amacıyla Monitor Kapsayıcı Piyasalar birimini kurmuştur.

#GirişimSermayesi #Kalkınma #SosyalGirişimcilik #Yoksulluk
03 / 03