Yöntem 3: Heterojenliği Desteklemek | Birçok kurum, hem kendi düzenleri hem de birlikte çalıştıkları diğer kurum ve kişiler için heterojenlik ihtiyacının farkındadır. Fakat çok az kurum, çeşitlilik konusunda yüzeysel “kutucuğu işaretleyin” yaklaşımının ötesine geçmektedir.
Kitlesel kaynak kullanımının dinamiklerini konu alan bir araştırma, bir toplulukta veya paydaş grubunda tek bir aktör türü bulundurmanın bir yükümlülük olduğunu göstermiştir. Yenilikçi içgörülere ulaşabilmek için -genellikle dışlanan veya susturulan seslerin güçlü bir şekilde temsil edilmesi de dahil olmak üzere- farklı bakış açılarına ihtiyaç vardır.10 Ancak çeşitlilik içermeyen, yetersiz şekilde yönetilen ve farklılıklar çerçevesinde çalışmayı desteklemeyen gruplardan yeterli sonuçlar elde edilmemektedir. Başka bir deyişle, heterojenlik, yalnızca bilinçli olarak sürece dahil edildiğinde daha iyi sonuçlar verir.
Heterojenliğin önemi, kısmen bir matematik ilkesi ile açıklanmaktadır: Yeterli büyüklükte ve çeşitlilikte olan bir grup insandan bağımsız tahmin veya değerlendirmelerde bulunmaları talep edildiğinde her birinin yanıt verirken yaptığı hatalar bir diğerini götürmekte ve en doğru bilgiye ulaşılmasını sağlamaktadır.11 Ancak, bireysel fikirler sorgulanmazsa, grup herkesin beraberinde getirdiği bireysel görüşünün ötesine geçemeyecektir. Bu nedenle bağımsız katılım ile toplu refleksiyonu biraraya getiren süreçler, heterojenliği destekler ve derin içgörülere ulaşma şansını bulur.
Heterojen yapının eksikliği kendini birçok farklı biçimde gösterebilir. Bu durumun yaygın örneklerinden biri, fiilen karar veren kişiler arasında herhangi bir çeşitlilik olmayışıdır. Kurumlar çeşitlilik sağlamak üzere yola çıkıp kendi grupları için yüzeysel değişimlerin ötesine geçemediğinde meydana gelen yapmacıklık da faydasızdır. Söz konusu kurumlar demografik çeşitlilik sağlayabilir; fakat bakış açısı, bilgi ve görüşlerin gerçek anlamda ifade edilmesi, hoş karşılanması ve uygulanması için gerekli olan kurumsal uygulama değişikliklerini yapamaz.
Heterojenliğin artırılmasına yönelik dengeli yaklaşımlardan biri, devrim aktörü ve öncü açık inovasyon şirketi Chaordix ve baş sosyal bilimcisi Sharon McIntyre’in çalışması ile ortaya kondu. Çalışanlarının, müşteriler için sorun çıkaran operasyonel konulara (yerel kuruluşlar için uzun süreli elektrik kesintileri, trafo patlamaları ve finansal zararlar da dahil olmak üzere) çözüm üretilmesi sürecine dahil edilmesi için Cameron’un elektrik hizmeti Eneo tarafından McIntyre ile sözleşme imzalandı. İki haftalık “inovasyon çalışmasında” yer almak üzere Eneo çalışanlarından oluşan farklı bir ekip kuruldu. Birçok çalışan, departmanları dışındaki iş arkadaşları ya da kurumda farklı bir düzeyde çalışan kişilerle hiç doğrudan iş birliği yapmamıştı.
Her bir ekip uzmanlık, departman, görev, kadro durumu, teknik uzmanlık düzeyi, iş deneyimi, coğrafi konum ve cinsiyet gibi birçok farklı açıdan çeşitlilik göstermiştir. Süreç, sorunların saptanması, operasyonel kusursuzluğa ilişkin gizli örneklerin incelenmesi ve başarının analiz edilmesi için bir dizi alıştırma içeriyordu. Bu süreç boyunca, etkileşimden doğan ilham ve iş birliklerine zemin hazırlayacak tüm bakış açılarına eşit derecede önem ve saygı gösterilmiştir.
Eneo çözümlerin, şirket yazılımlarında maliyetli iyileştirmeler yapılmasını gerektirebileceğini öngörmüştür. Ancak süreç, neredeyse hiçbir finansal masraf gerektirmeyen çözümler üretilmesine olanak tanımıştır. Maliyetsiz çözümlerden biri, Eneo çalışanlarının rutin idare-müşteri iletişimleri sırasında müşterilerinin (sıklıkla değişebilen) cep telefonu numaralarını düzenli olarak almalarına ve şirketin çok sayıda kritik operasyonel sorunu çözmesini sağlamalarına yöneliktir.
Heterojenliğin artırılmasına yönelik beş yöntem aşağıdadır:
- Gruptaki bakış açılarının anlamlı ölçüde çeşitlilik gösterdiğine dikkat etmek.
- Farklı öğrenme ve katılım biçimlerine imkan verebilmek için çoklu girdi kanalları oluşturmak.
- Katılımcıları, farklılıkları etkin bir şekilde tolere etmeye hazırlamak.
- Liderlerden kolaylaştırıcılara, tüm ekipte heterojenliği sağlamak.
- Katılımcıların, aralarında bulunmayan sesleri belirlemeye teşvik etmek ve böylece yapının heterojenliğini sürekli ölçmek ve iyileştirmek.
Yöntem 4: Tüm Öğrenme Yöntemlerini Meşrulaştırmak | Tüm bilgi türlerinin meşru olduğunu kabul etmek birçok kişi için kolay olmayabilir. Çünkü birçok inovasyon süreci, akademik veya teknik eğitim içeren bilgilere öncelik verir. Tam da bu noktada bilgiyi farklı kaynaklardan edinmek çok önemlidir. Bunun yapabilmek için insanların “uzman önyargısı” olarak adlandırdığımız tutumdan sıyrılmaları gerekir. Teknik bilginin genellikle diğer tüm bilgilerin üzerinde tutulma ihtimali yüksektir. Örneğin, büyük ölçekli kalkınma projeleri söz konusu olduğunda binlerce yerel bölge sakini, yaşadıkları deneyime bağlı olarak alternatif tasarımlar önerebilir; ancak proje geliştiricileri, bunlara yalnızca sayısal bir dil ile “uzmanlar” tarafından gündeme getirildiğinde ilgi gösterme eğiliminde olurlar.12
Sosyal sektörde yapılandırılmamış bilginin değeri kadar bilinçdışından gelen, sezgisel ve şekillendirilmiş içgörülerin de önemi giderek daha büyük ölçüde kabul görüyor. Birçok kültür, insanların birbirleriyle ve hayvanlarla, ağaçlarla, bitkilerle ve başlı başına toprakla sözlü olmayan yollarla iletişim kurduklarını ve yeni şeyler öğrendiklerini kabul eder. Bu kavramlar, doğal bir düzenle ilerlemenin, sorun çözme ve kavrayış becerilerini geliştirecek şekilde beyni aktive ettiğini gösteren bulgular gibi yakın zamanda elde edilen bilimsel bulgulara paraleldir.13 Söz konusu bilgi türlerinin hazırlanmasına yönelik uygulamalar arasında meditasyon, doğada vakit geçirme, farkındalıklı nefes egzersizi, ibadet ve fiziksel hareket bulunur.
MIT Sloan İşletme Okulu’nda görev alan Otto Scharmer, söz konusu öğrenme yöntemlerinin inovasyon ile nasıl ilişkilendirildiği konusunda öncü bir bilim insanıdır. Scharmer, Presencing Institute’u kurmuş ve “yakın gelecekten bir şeyler öğrenilmesi için bir varoluş çerçevesi, yöntemi ve yolu” olan U Teorisi’ni geliştirmiştir. U Teorisi, Scharmer ve meslektaşlarının oldukça yaratıcı kişilerin alışkanlıkları üzerine yürüttüğü, raporlanan tüm konuların daha ayrıntılı bir bilgi kaynağı ile yakından ilişkili olduğunu ve en kapsamlı kavrayışın, kişilerin kendilerini söz konusu kaynağa bağlı hissettiklerinde gerçekleştiğini ortaya koyan çalışmadan ilham almıştır.
Standing Rock düzenleyicileri, inovasyon sürecinin çoklu bilgi türlerini nasıl meşrulaştırdığına dair güçlü bir örnek teşkil eder. Alışılmış işleyişe karşı getirdikleri argümanlarda sıklıkla Lakota Sioux kabilesi atalarından kalma kehanetlere, bilge görüşlere ve manevi öğretilere atıfta bulunurlar. Ekip, aynı zamanda aynı zamanda kabile üyelerinin ve müttefiklerinin temiz enerji teknolojisi, medya stratejisi, yapısal mühendislik ve diğer birçok alandaki teknik uzmanlığına da güvenmişlerdir. Bu çoklu öğrenme türlerine ibadet kampı ile eşit düzeyde saygı duyulmuştur.
Rosebud Lakota Sioux kabilesi üyesi ve Standing Rock düzenleyicisi Paula Antoine’a göre herhangi bir konuda tavsiye veya rehberliğe ihtiyaç duyulduğunda verilen ilk tepki “yaşlı bir üyeye danışmalıyız,” olur. “Paylaştıkları güç, bilgelik ve bilgileriyle orada bulunan yaşlılar, bana göre yaşamlarımızı idame ettirmek için Toprak Ana’nın önemini anlamayan çift doktoralı birinden daha değerlidir.”
Standing Rock düzenleyicileri, kabile üyelerinin ve müttefiklerinin teknik uzmanlığından düzenli olarak yararlanmış; ancak bunu yaparken bu bilgi türlerine aşırı imtiyaz tanınmasının, söz konusu hareketin potansiyelini hafife alabileceğini kabul etmişlerdir.
Farklı öğrenme türlerinin meşrulaştırılmasına ilişkin beş yöntem aşağıdadır:
- Önyargıları anlamaya ve yeni yaklaşımları denemeye yönelik güvenli bir alan yaratmak.
- Meditasyon ve nefes egzersizi gibi farkındalığı artıran faaliyetleri sürece dahil etmek.
- Sağ beynin aktivitesini etkinleştiren fiziksel hareket, müzik, sanat, doğa ilişkisi ve diğer faaliyetlerden faydalanmak.
- Yaşam tecrübesine itimat etmek ve yaşlılardan tavsiye almak gibi resmi olmayan kaynaklardan edinilen bilgilere açıkça değer vermek ve bu bilgileri edinmeye istekli olmak.
- Bir topluluk, dava ya da başka bir spiritüel kaynak olsun; katılımcıların daha üstün bir güçten ilham ve içgörü edinmesi için fırsatlar yaratmak.